Mehmet Lütfü Özdemir

25 Temmuz 2017 Salı

İkinci yılında Suruç Katliamı

„Suruç Katliamı’nın hesabının sorulması için mücadele etmek, Türkiye’de devlet eliyle oluşturulan terör politikalarına karşı durmak demektir.“

2015 yılında benim gibi Gezi eylemlerine katılan insanlarla birlikte , üzerimizde çakı bile olmadan Kobane’ye doğru yola çıkmıştık. Türkiye’de barış ve demokrasi isteyen bizler, Rojava’da insanlık değerlerini korumak için DAEŞ çeteleri ile mücadele edenlerle ve savaştan etkilenen insanlarla dayanışmak için bir köprü olmayı amaçlıyorduk.

5 Ocak 2017 Perşembe

Hiçbir Düş Yarım Kalmayacak: En büyük düşümüz özgürlük

Mehmet Lütfü Özdemir, Suruç Katliamının öncesi ve sonrasını “Hiçbir Düş Yarım Kalmayacak” kitabında ele alıyor.

Suruç katliamını yaşayan yazar Mehmet Lütfü Özdemir’in katliamı anlattığı “Hiçbir Düş Yarım Kalmayacak” kitabı katliamın öncesini ve sonrasını tanıklarıyla ortaya koyuyor. Ceylan Yayınları’ndan çıkan kitap tarihe de notlar bırakıyor: Bu katliam göz göre göre nasıl geldi? Nasıl bir cezasızlık süreci işletildi?

Mehmet Lütfü Özdemir: Katliamdan sonra sadece yazdım

Suruç katliamından kurtulan Mehmet Lütfü Özdemir, “Hiçbir Düş Yarım Kalmayacak” kitabında, katliamı, öncesi ve sonrasıyla ele alıyor.

Tanık anlatımlarının yer aldığı kitapta bir bölüm de patlama anına ayrılmış. Kitabın geliri, katliamdan kurtulan ve valiliğin yardım toplanmasına engel olduğu Güneş Erzurumluoğlu’nun tedavisi için kullanılacak. Kitabın kapağında, Özdemir’in, Kobani’ye yardım götürmek üzere giderken IŞİD’in hedefi olan arkadaşları var.

22 Aralık 2016 Perşembe

Suruç Katliamı TBMM Basın Açıklaması

09 Aralık 2016 tarihinde TBMM'deki basın açıklamamız TBMM idare amirliğinin talimatıyla emniyet tarafından engellendi. Son bir kaç ay önce vatandaşların TBMM de basın açıklaması yapmaları TBMM idare amirliği tarafından yasaklanmıştı.. Bu yasakla beraber muhalefet partilerinin misafirleri basın odasına hiç alınmadı. Bu yasağı geçen hafta AKP milletvekili ve meclis idare amiri Salim Uslu delmişti. Bugün de İstanbul milletvekilleri Selina Doğan ve Eren Erdem bu yasağı aşarak Türkiye tarihinin en kanlı katliamlarından biri olan Suruç Katliamı'ndan yaralı kurtulan yazar Mehmet Lütfü Özdemir ile birlikte basın açıklaması yaptılar.

Yazılmayan 'Suruç iddianamesi' kitap oldu!

17 aydır iddianamesi hazırlanamayan Suruç saldırısı kitap oldu. Saldırıdan yaralı kurtulan Mehmet Lütfü Özdemir, “Bu kitap aynı zamanda bizim toplum vicdanına sunduğumuz iddianamemizdir” diyor.

Suruç’ta büyük kısmı üniversite öğrencisi 33 kişinin ölümüne yol açan canlı bomba saldırısının üzerinden 17 ay geçti. 3 savcının değiştiği soruşturmada gizlilik kararı sürerken iddianamenin ne zaman çıkacağı sorusuna hala yanıt yok.

Erdemli bir yolun düşünü kuranların düşleri yarım kalır mı?

Mehmet Lütfü Özdemir: “Gezi’nin çocuklarının Kürt halkının çocuklarının yarasını sarmasına, acılarını paylaşmasına engel olmaya ve kurulan kardeşlik köprüsünü yıkmaya çalıştılar”.

Suruç katliamının üzerinden aylar geçti ve pek çoğumuz yaşananları kolaylıkla unutmayı başardı. Katliamlara ve acılara alışık olduğumuzdan ya da ateş düştüğü yeri yaktığından olsa gerek unutmayı tercih ediyoruz. Mehmet Lütfü Özdemir mücadeleci bir yazar ve aynı zamanda Suruç katliamının da tanığı. Yaşadıklarını ‘Hiçbir Düş Yarım Kalmayacak’ adlı kitapta derledi.

Çağdaş Gökbel, Mehmet Lütfü Özdemir'le düşleri yarım bırakılmak istenen gençlerin hikayesini konuştu.

12 Kasım 2016 Cumartesi

Hiçbir Düş Yarım Kalmayacak

Suruç Katliamı’na dair ilk kitap çalışması çıktı!

Suruç Katliamı'ndan sağ kurtulan yazar & aktivist Mehmet Lütfü Özdemir’in hazırladığı Suruç Katliamı Dosyası, Hiçbir Düş Yarım Kalmayacak adıyla kitaplaştı.

27 Eylül 2016 Salı

Kaybedilmek İstenen İnsanlığımızdır!

Yeryüzünde fesat çıkaranların iktidara olan bağımlılığı gücü ortaya çıkarmıştır. Güçlü olanın kendisini haklı zannettiği, haklı çıkardığı, haklı gördüğü, gücü olmayanların sömürüldüğü yok sayıldığı algısı, binlerce yıldır devlet mekanizması, ataerki vb. araçları da kullanarak yeryüzüne acı ve saf kötülükten başka bir miras bırakmamıştır.

Kendisini haklı zannedenlerin kaybettiği ‘insanlık’ ve sözde insanlık zannettikleri kötülük ve bu kötülüğün içerisinden çıkamayışları, çıkmak için hiçbir çaba içerisinde olmayışları sonucunda genel manada insanlığında kaybedilmek istendiğini, binlerce yıldır ortaya koydukları pratiklerden gördük ve görmeye devam ediyoruz.