Mehmet Lütfü Özdemir: arada

30 Aralık 2013 Pazartesi

arada

demirler siyah boyalı, küçük, dar, dik ve dolambaçlı merdivenleri tutuyorlar.
mermerden soğuk yere oturmuş sesleri dinliyorum. evlerin kapıları kapalı.
herkes muhabbetinde, bizi merdivene yazdılar..
ara sıra lambalar yanıyor, 3. kattayım.
4. katın ara lambası hep açık. köpekler havlıyor neşeli neşeli..
gece yarısından az önce..

çocuk var bir tane, sesi geldi.. anne, dedi..
sonra iki kadın, yukarıya belli belirsiz gelen, ne dedikleri az duyulan bir konuşmaya durdular..
çocuk arada araya giriyor..
yine laf uzadıkça, otomatik yanıp-sönen lamba, yanıyor, sönüyor..
bir kapının önündeyim, kapıda büyükçe bir kilit..
eski, iki kanatlı, büyükçe ahşap kapılar, diğeri karşımda..
apartman 5 katlı. belli ki son katı sonradan çıkmışlar..
önce son kata 13 numaraya uğradım. evde kimse yok.
zaten 9 numaranın önüne de o yüzden oturdum..
hangisi erken gelirse..
evsizlik işte.. bazen zor. zorluyor..
hani sokak iyidir, iyi olmasına da.. da da da da...
amma ve lakin hava soğuk, yoksa, parklar garipleri saklar..
sabaha kadar yazabilirim..
arada böyle hissediyorum..

az önce başka bir semtten geldim.
eskiden oturup çay içtiğimiz o yoldan geçerken..
bir dostu gördüm, muhabbete koyulduk..
hayallerimizi paylaştık..
komün kurma hayalleri..
vakit aktı geçti..
arada hayaller kuruyoruz..

o arada evsiz bir arkadaş bize selam verdi..
kışı hiç sevmediği gözlerinden okunuyor..
arada selam veriyor..

saçma ve hızlı bir el yazısı ile nota devam ederken..
dışarısı gayet sessiz..
arada sessizleşiyor..

arada arka caddeden geçen mecburi istikamet dışında, araba sesi yok..
bir minder olaydı iyiydi..
evlerin içinden daha sıcak merdivenler..
neyse paltomu aldım biraz altıma..
soğuk arada bir, ben buradayım, diyor..
arada hissettiriyor kendisini..

bir dostun yalnızlığına şahit oldum..
bu akşam, bu, bu yalnızlık işte, beni daha çok üzdü..
arada bir başı kalabalık olsa da...
sanırım kaderimiz, evet, yalnızlık..
arada yalnızız hepimiz..

ev faresi Delodîn, ne yapıyor acaba?...
birkaç gün önce tekrar geldim arkadaşların evine ve Delodîn'i göremedim.
oysaki geçen hafta aynı peynirden yerken uzunca bir sohbete koyulmuştuk..
baya uzun bir sohbet etmiştik kendisiyle..
Delodîn diyorum fare arkadaşa..
Din e Delodîn tam adı..
arada en çok peyniri kendisi yiyor..

aslında dün gece bir ara, bir tıkırtı, bir şımarıklık duydum gibi ama!!
sonra şöyle bir bakındım etrafa.. galiba yanıldım..
belki de diğer arkadaşlarının yanına gitmiştir..
belki yanlarına gidip onlarla gezmeye çıkmıştır..
arada yanılıyorum...

o değilde bir daha ki görüşmemizde ona 5. kata nasıl çıktığını sorcam..
ufacık, minik sen, sen Din e Delodîn, o koca merdivenleri nasıl çıktın?..
arada soruyorum..

ben burada otururken karşılaşsak iyi olur..
tek başıma sabahı getirmek istemiyorum..
fani dünya da, kedi, köpek, böcek, fare ile kurduğum arkadaşlık yetiyor..
arada insanlar geliyor..

hem geçen defa peynir yerken, bir yandan heyecanla anlattığın bazı şeyler..
yarım kaldı, Delodîn..
arada yarım kalıyor..

tarlabaşı'ndayız..
eski, dip dibe, çamaşırları karşıdan karşı binaya asılan binaların birinde..
en alt katta veya apartmanın hemen dışında ya da arka bahçesinde..
Delodîn'in kabilesi yaşıyormuş..
biz evde karşılaştık.. 5. katta..
ama kışları binalara yazları bahçede geçiriyorlarmış..
onların hayatları da zor tabi..
her gün yiyecek bir şeyler bulmak için ve ısınmak için binalara sızmaları gerekiyor..
Delodîn'in anlattığına göre, insanlarla iletişim kurmaları yasakmış..
kabile olarak böyle bir karar almışlar..
lakin Delodîn, bizim dünyamızı merak ettiğinden benimle iletişime geçmiş..
bu arada.. bir tekir kedi, mır mır mır miyavlıyor..
sanırım bizimkinin kabilesi binaya giriş yapıyor..
arada tehlikeli oluyor..

Delodîn, daha çok gece yarısından az önce binaya sızdıklarını söylüyor..
ve ekliyor, bu mır mır sorun ve tehdit oluyor..
arada karşımıza çıkıyor!..

bu yüzden bazı geceler bina giriş saatlerinde küçük değişiklikler yapılıyormuş..
arada değişiklik iyidir..

beton mermer soğuğu iyice hissettiriyor..
dostum Delodîn, farelerin dünyasında bir kahraman..
5 katı tek başına inip çıkabilen ender farelerden..
ve mır mır'ı atlatmakta değişik numaraları kabileye gösteren biri..
kediye yakalanmadan, çaktırmadan binaya giriyorlarsa Delodîn'in bunda payı büyük..
Din e Delodîn adını ona kabilesi vermiş..
annesi önermiş daha doğrusu..
kabile de karar verince ismine kavuşmuş..
bu binada görevleri bittikten sonra, ki bu kıştan yaza geçince oluyor..
insan takvimine göre 6 ay..
başka bir kışa girişte yeni bir binaya geçiyorlarmış..
her yaz geldiğinde farklı bahçelere gidiyorlarmış..
üst üste aynı bina ve aynı bahçede takılmıyorlarmış...
arada biri gelir...

4. katın ışıkları, kat ışığı, hala yanıyor..
saatler önce dostum ile ayrılırken o evine...
ben bu binaya Din e Delodîn'in yanına döndüm..
görüşsek şunları söylicem Delodîn'e:
"insanlar işte dostum, fare dostum, insanlar hep garantici,
hep burası benim modunda geziyor.."
sesli mi düşündüm acaba?
haklısın dedi fare Delodîn ve ekledi:
"bize bak, biz bugün bulduk, bugün yiyoruz..
Hakk kerimdir yarına, diyoruz..
deyip yaşıyoruz.."
ah dedim: "keşke insanlarda bunu anlasa, anlayabilse.."
sen ne ara geldin Delodîn?
meğersem karşı kapının köşesine kadar çıkmış, beni izliyormuş..
arada sürpriz yapıyor..

4. kat diyordum..
yaşlıca bir teyze var bu katta..
Sekine teyze.. anne.. can..
rahatsızlık vermeyeyim istedim, o yüzden burada, bu mermerde,
merdivenler de işte, buradayım, dedim Delodîn'e..
Delodîn'in kuzenleri takılıyormuş arada o katta...
teyzemizin ne kadar iyi olduğunu bütün kabile biliyormuş..
evet, dedim bizde biliyoruz..
arada evine iniyoruz...
çorba yapıp bizi çağırıyor..
arada kahvaltı da oluyor..

3. kat ve 5. kat arada 4. kata uğrar..
diğer katlar bu kadar samimi değil, dedi Delodîn..
ooo o siz çözmüşsünüz, dedim..
geçen bize 5. kata bir yorgan verdi..
3. kat yani şu an kapısı kilitli olsa da onlarda battaniye,
muhabbet, ikliminden bizleri nasiplendiriyor..
arada hani..

bizim Delodîn'in annesi ve diğer kardeşleri 3. katta takılıyormuş..
fare dememden rahatsız olmuyorlar, kendilerine yabancılaşmamışlar.
Delodîn'in yani fare dostumun söylediğine göre,
3. kat 9. numara annesi ve kardeşlerine hatta kabilenin diğer kalanlarına,
arada Delodîn de dahil olmak üzere,
ikramda kusur etmiyorlarmış..
arada üçüncü kata uğra..

kapı gıcırtısı, niaynnncsjk...
öksürük sesi, ğöğürtsk..
hızlı giden araba sesi, vihuuuuuuvzz..
arabesk kokan başka bir araba sesi daha, ra ra ra ra ra ra...
borulardan aşağı giden su sesi, tuhhhaişrtt şiraattsuzss..
patinaj yapan bir araba sesi daha, pijidıijişiuvsssszz..
herhangi bir kattan gelen su sesi, şilapşilak şirillşşuuğüöşşişlersşiıuu..
öksürük sesi, ğöğürtsk...
boş bir bidon devrildi herhangi bir katta, dronditonrooouunn..
aynı anda bir mutfaktan tencere kapağı yere düştü, çççiinşlilişperi..
aynı anda bir öksürük daha, ğöğürtsk..
hızlı geçen bir araba ve kornası, vihuuuuuuuvzz, fongjjuu fongjuu..
arada sesler geliyor..

evet..
arada işte..
arada birilerini beklersiniz..
ya gelirler ya da bu bir hikayeye dönüşür..
hikayeyi yapan şey nedir?
burada beklemek mi, fare mi, evsizlik mi?
tarlabaşı mı, bina mı, sesler mi?
şimdi kulağıma gelen kahkahalı çocuk sesi mi? ahahayyeüüüü..
galiba kapı açıldı.. yüüıhhnnnhh.. aşağıdan geliyor sesler.. ana kapı bu..
yukarı bir çift bot çıkıyor.. dan dan dan.. tanıdık sesler..
şimdi de genzini çekti.. ıınnğğğğğzzt.
şimdi tam oldu.. dostum geldi..
biz dostu genzini çekmesinden tanırız..
göz ucu ile siyah demirlerin arasından bakıyorum..
son cümleyi yazarken...
başımda durdu.. 3. katta..
elleri dolu.. bir şeyler almış..
elimde işaret yapıyorum, bir dakika dur.. dur, diyorum..
nokta koymamı bekliyor, pis pis sırıtıyorum..
beklerken, hadi kalk çıkalım yukarı, yav, dedi..
off! offff!!! popom donmuş!!
ne zamandır buradasın, dedi..
yazdığım notları gösterdim, hikayeyi gösterdim..
küçük not defterinde on-yirmi sayfa..
işte bu kadar sayfadır buradayım, dedim.. defteri göstererek..
neyse tatlı almış..
bize afiyet olsun...
arada tatlı yiyorum, ne yapayım?

milattan önce ve sonra
yirmi dokuz - otuz aralık ikibinonüç senesi
ömer hayyam tarlabaşı istanbul konstantinopolis
mehmet lütfü özdemir