Mehmet Lütfü Özdemir: Nereden Geliyoruz?

17 Haziran 2016 Cuma

Nereden Geliyoruz?

“Protesto, bana neyin yanlış geldiğini söylememdir; direniş ise benim için yanlış olanın tekrar vuku bulmamasını sağlamamdır.” - Ulrike Meinhof

Ulrike Meinhof'a sevgi, selam ve saygıyla...

Nereden geliyoruz? Bir vakitler ninelerimizin dizleri etrafında öykülerle örgütlendiğimiz, hayal gücümüzü rüyalara büründürdüğümüz birkaç odalı tek katlı hanelerden, her nefsin ayrı ayrı odası olduğu büyük internet şirketlerinin server odaları gibi bölünmüş odalardan, ayrı ayrı bitişik evlerde izole olmuş ve yalıtılmış öykülerden, muhabbet sanılan mekanik gürültülerden geliyoruz.

Nereden geliyoruz? Adına ev denilen, kâbusa dönüşen dostane mülkiyet ilişkisi kokan beton hücrelerden, evi olmayanların fukaralıktan kış günü üstüne bol reklamlı kartonlar örtüp sabahladığı kan emici banka kafeslerinden geliyoruz.

Nereden geliyoruz? İnsanı tanımadan bilmeden, yine insanın emrine gücü, teknolojiyi, duyarsızlığı, taşlaşmayı, körlüğü, nankörlüğü, doğanın efendiliğini veren bilimden geliyoruz!

Nereden geliyoruz? Köprü altlarından, komşusu aç iken tok uyuyan hanelerden, bir buçuk milyar insan aç iken kör olmayı becermekten, tükettikçe yeni ve güzel olduğunu zannettiğimiz zanlardan geliyoruz!

Nereden geliyoruz? Duvarlarınıza kilimlerimizi astığınız yok edip bizi sürdüğünüz köylerden, avmler ve fabrikalar etrafına kurulmuş sömürü düzeninden, beton varoş şehirlerden, buna uymadığımızda bizi tıktığınız hapishane hücrelerinden geliyoruz!

Nereden geliyoruz? Yetimhanelerden, ilgisizlikten ve şefkatsizliğin kollarından;  insansızlıktan kaçıp sığındığımız, ihtirasların terk ettiği bir tarafı kül olmuş zift kokulu evlerden.

Nereden geliyoruz? Görkemin, ihtirasın, şatafatın, gösterişin bol olduğu caddelerin hemen yanı başındaki sokak içlerinde aç, susuz, perişan, dayanışmaya, ilgiye ve şefkate muhtaç olanları görmeyenlerin gözlerinin hemen önündeki çelişkiden geliyoruz..

Nereden geliyoruz? Özgürce dans edeceğimiz sokakları yaratmak için direnen barikatlardan, isyandan, dostluklardan, aşklardan, sevgiden geliyoruz..

Özetle sevgili Ulrike Meinhof’un dediği gibi, özel ünitelerden, medyanın beyin yıkamasından, tüketicilikten, bedeni cezadan, şiddeti reddeden ideolojiden, depresyondan, hastalıktan, rezaletten, utançtan, insanların alçalmasından, emperyalizm tarafından sömürülen bütün bir halktan geliyoruz.